Son Haberler
Anasayfa / Makaleler - Mali İşler Yönetimi / BİREYSEL EMEKLİLİK ÜZERİNE

BİREYSEL EMEKLİLİK ÜZERİNE


Özel emeklilik fonları, sosyal güvenlik alanında olduğu kadar finansal sistemde “kurumsal yatırımcı” kimliği ile de önem taşıyan kurumlardır. Günümüzde gelişmiş ülkelerin yanısıra sosyal güvenlik alanında reform gerçekleştirmiş ülkelerin  birçoğunda  özel emeklilik fonları sermaye piyasalarındaki en önemli kurumsal yatırımcılardan biridir.Bu açıdan gerek özel emeklilik fonları gerekse sigorta şirketleri  tarafından sunulan uzun vadeli emeklilik proğramlarındaki kapsamlı birikimler, İngiltere, Hollanda, İsviçre, başta olmak üzere birçok ülkede gayrisafi milli hasıladan önemli oranda pay alırken, Türkiye’de bu oran çok düşüktür. 

İşte bu noktada , tüm dünyada önemli bir kurumsal yatırımcı olarak kabul edilen ve uzun vadeli bir yatırım perspektifi olan özel emeklilik fonlarının Türkiye’de faaliyete geçmesi ile birlikte sermaye piyasamızda etkinliğin ve derinliğin artması, reel sektöre daha fazla kaynak aktarılması ve bununda büyüme ve istihdam üzerinde olumlu etkiler yaratması beklenmektedir.Ülkemizde  1999 yılında 4447 sayılı kanun ile sosyal güvenlik sistemimize önemli düzenlemeler getirilmiştir.Türk sosyal güvenlik mevzuatında yapılan bu değişikliklerle  emeklilik yaşı, prime esas kazanç, gibi  değişiklikler yapılarak sosyal güvenlik sistemimizde düzenlemeler yapılmaya çalışılmıştır. 07 Ekim 2001 Bireysel Emeklilik  Tasarruf ve Yatırım Sistemi kanununun yürürlüğe girmesiyle sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı olarak Bireysel Emeklilik Sistemine başlangıç verilmiştir.Gönüllü Katılıma dayalı, Kamu emeklilik sistemini tamamlayıcı, uzun vadeli fon birikimi sağlayan özelliği ile sistem genel olarak hem kamu kesimine hem de özel kesime olumlu katkı yapacaktır.    

Sosyal güvenlik sistemimizin özel emeklilik fonları gibi tamamlayıcı sosyal güvenlik kurumları ile desteklenmemesi halinde, gün geçtikçe devletin sosyal güvenliğe daha fazla kaynak aktarması kaçınılmaz hale gelecektir.Devletin bu kaynağı aktaramaması ise mevcut emeklilere daha az sosyal gelir verilmesine yol açacaktır. Bu çerçevede Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak Bireysel Emeklilik Sistemi, özel emeklilik fonları aracılığıyla bireylerin emeklilik dönemlerinin finansmanına yönelik olarak uzun vadeli birikim yapılmasının sağlanması, bu birikimlerin sermaye piyasalarına aktarılarak etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve bunun neticesinde de  makro düzeyde sosyal refahın sağlanarak sosyal güvenlik sistemlerinin finansman yükünün hafifletilmesi amaçlarını kapsamaktadır. 

Bireysel Emeklilik Sistemi uzun vadeli sosyal güvenlik politikaları çerçevesinde ele alınarak ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması,sosyal tarafların uzlaşması, yeterli vergi teşviklerinin  sağlanması neticesinde uygulanırsa başarılı olacaktır.Bireysel Emeklilik Sistemine katılım, mevcut sosyal güvenlik kurumlarının yetersiz kaldığı finans alanında bireylere destek olarak hayat standartlarının düşmesini engelleyecektir.Ülkemizde hayat sigortası şirketlerinin büyük bir bölümünün emeklilik şirketine dönüşmesi olumlu bir gelişmedir.Özellikle demografik açıdan genç bir nüfusa sahip olan ülkemiz bu açıdan çok şanslıdır. 

Üzerinde durulması gereken diğer bir konuda  Türkiye’de 10-11 milyon çalışan olmasına karşın, D ve E olarak adlandırılan en alt gelir grubunun sisteme katkı payı olarak ödeyebileceği tasarrufun olmaması nedeniyle 7.5-8 milyon mertebesinde bir potansiyel bulunmaktadır. Potansiyel 8 milyon katılımcının hepsini sisteme dahil etmenin mümkün olmayacağı ve Batı’daki uygulamalar da dikkate alındığında, Türkiye’de 10 yılda sisteme  2.5-3 milyon kişinin girmesi beklenmekte ve 10 yılın sonunda oluşacak fon miktarının da 10–15 milyar USD civarında olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’de 2002 yılsonu itibarıyle hayat sigortası sektörünün fon toplamı yaklaşık 1.2 milyar USD büyüklüğünde olduğu düşünüldüğünde, sektörün 10 yıl içerisinde yaklaşık 10 kat büyüyeceği tahmin edilmektedir. 

Sonuç olarak ülkemiz uygulamasında özel emeklilik fonları, mevcut sosyal güvenlik sistemine alternatif olmayıp, onları destekleyen bir sistem olacaktır.Sistemin başarılı olabilmesi için etkin tanıtım ve pazarlama, müşteri odaklı yaklaşım, başarılı fon yönetimi, müşteri memnuniyeti  ve en önemlisi vergi avantajı konusu  ön planda tutulmalıdır.Özellikle gerek bireyler gerekse kurumlar açısından sistemin teşviki amacıyla vergi indiriminin kanunda belirtilen üst limitlere çıkarılması gerekmektedir.Bunun yanında sitemle ilgili tanıtım ve bilgilendirme konusundaki devlet desteğinin arttırılması konunun  sosyal güvenlik reformu kapsamında akademik çevrelerce de sahiplenilmesi ve konuya sendikaların da dikkatinin çekilmesi gerekmektedir.  

 

Mustafa ŞAHİN 

msahin@vakifemeklilik.com.tr 

(Yazar Hakkında: 1973 Yılında doğan  Mustafa Şahin  sırasıyla 1985-1992 yılları arasında  Kayseri Anadolu lisesi 1994-1998  yılları  arasında  Cumhuriyet  Üniversitesi İktisadi  ve  İdari Bilimler Fakültesi  Kamu Yönetimi Bölümü  2001 Ekim – 2003Ekim Döneminde Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel ilişkiler Bölümü Yüksek lisans ve  2002 Kasım- 2003 Mart döneminde Yıldız  Teknik Üniversitesi Modern  Pazarlama proğramını bitirdi. İş hayatına 2000 yılında Commercial Union Hayat Sigortada finansal danışman olarak  başlayan Şahin, 2002 yılı Kasım ayından bu yana Vakıf Emeklilik A.Ş’de Ürün Araştırma Geliştirme uzmanı olarak çalışmaktadır.Konusuyla ilgili olarak Eğitim ve Pazarlama departmanlarına Bireysel Emeklilik Sistemi ile ilgili destek vermektedir.)

Scroll To Top