İnsanların teknolojiyi kendi gereksinimlerine uygun kullanmaları beklenirken, karşılaşılan son tabloda ise, insanların yaşam tarzlarını teknolojiye uydurarak sürdürmeleri gözlemlenmektedir. Teknolojinin yaratıldığı bölgelerdeki bilgi seviyesi, yaşam tarzları ve kavramlar ortaya çıkan ürünlerin şekillenmesini sağlamaktadır. Ancak bu ürünleri farklı kültür ve yaşam tarzlarında kullanmaya başladığınızda, uygulamada sorunlar çıkmakta, kullananlar, yaşam tarzlarını değiştirmedikleri takdirde, ürünlerin faydalı özelliklerini kullanmak olanaksız olmaktadır. Bu durumda yatırım yapan kurum ve kişiler kendilerini ve yaşam tarzlarını değiştirmek zorunda kalmaktadır.
Teknolojiyi yaratan ülkelerde yaşam ve iş yapış tarzları, gelişmekte olan ülkelerde, bu teknolojiyi transfer ederek kullanan ülkelerden daha farklı özellikler göstermektdir. Ancak bu teknolojileri kullanmak isteyen kurumlar, iş yapış şekillerini yeni sisteme uyarlamak zorunda kalmaktadır. Yıllarca ülkemize bilgisayar sistemleri ile birlikte, yeni iş yazılımları ithal edildi, ancak bu yazılımların kurumların işlerine uyarlanması için büyük çabalar sarfedilmek zorunda kalındı. Birçok proje uzmanı ve danışman ithal edilen bu teknolojileri, kurum yapısına göre uyarlamaya çalışmak için uğraştılar, ancak kurumların iş yapış kültürünü değiştirmesi, zaman içinde oluştuğundan, sistemler istenen verimlilik artışını sağlayamadı. Oysa yazılımı satan firmalar, emek tasarrufu ve verimlilik savları ile yönetimleri ikna etmişler, ancak gelinen noktada, daha nitelikli uzmanlara ihtiyaç duyulmuştur. Benzer örnekleri ülkemizde üretilen, sistemler için incelediğimizde, daha ilginç tablolar çıkmaktadır. Yıllardır Türk Telekom altyapısındaki yetersizliklerden kaynaklanan bir pazarda, telefon imalatçıları tek hatlı telefon imal etmişlerdir. Bir hattın dahi zor elde edilebildiği zamanlarda çift hatlı telefon satışı yapmanın olanaksız olduğu düşünülerek üretimde ağırlık bu yöne kaydırılmıştı.
Günümüzde seri üretim yapan firmalar, küresel pazarlarda ürünlerine müşteri bulabilmek için, tüketici eğilimlerini dikkatle inceleyip, yöresel özelliklere özen göstermeye başladılar. Belli yörelere özgü özel üretim yapılmaya başlandı. Örneğin Avrupa’da satılan otomobillerde, yol bilgi sistemi denen ekranlar kullanılırken, ülkemizde bu sistemin altyapısı olmamasından dolayı, bu özellikler ithal edilen otomobillerde seçenek olarak sunulmaktadır. Teknolojiyi üretenler, artık kullanıma önem vermeğe başladılar, ve kullanamadığını satın alma felsefesi ile seri üretimlerine yön vermeğe başladılar.
Ülkemizde üretim yapan girişimciler için bu iş yapış tarzı çok önem kazanmağa başlamıştır. Ürün ve hizmetlerimizi yurtdışı pazarlara satmak istediğimizde karşımıza o ülkelerin iş kültürleri ve yaşam tarzları çıkmaktadır. Tüm bu karakteristik özellikler incelenerek, ürünlerimizi, gerektiğinde uyarlama yapılabilecek şekilde tasarlamalıyız. Ülkemizde ürünlere ve özelliklerine olan talep yöresel olarak değişmektedir. Örneğin yurdun batı kesiminde paketli ürünler ağırlıkla tercih edilirken, doğu kesimlerinde açık ve istenen miktarlarda alınabilen ürünler daha çok rağbet görmektedir. Oysa Avrupa ülkelerinde açık ürünlerin satılması nerdeyse mümkün değildir.
Tayfun Türkalp
Genel MüdürGenel Müdür
Pargem Bilisim Sistemleri A.Ş.
Borusan Bilişim AŞ