Yazılım ürünleri, yeni ekonomi dünyasının artık vazgeçilmez unsurları olmuşlardır. Ülkemizde gerek kamu sektörü, gerek özel sektör, gerekse de sivil toplum kuruluşlarında (STK), yazılım sektörüne yönelik giderek artan bir ilgi ve çalışmalar gözlenmektedir. Bu yazıda TÜBİTAK’ın stratejik bir sektör olan yazılım sektörüne destek veren önemli bir projesini (AR-GE yardımı) tanıtacağız. Bu amaçla TÜBİTAK’ın web sitesinde AR-GE yardımı kapsamında verdiği bilgileri kullanarak, hem bu yardımdan faydalanmak isteyen yazılım firmalarına bazı ipuçları vermeye, hem de uygulamayı proje ve bütçe yönetim ilkeleri uyarınca inceleyerek yararlı bazı sonuçlara ulaşmaya çalışacağız.
GENEL BİLGİLER
TÜBİTAK, “Endüstriyel AR-GE Destekleme Programları” başlığı altında, ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ayrı grupta destekler vermektedir. Yazılım sektörünü destekleyici uygulamalar açısından bakıldığında, TÜBİTAK-Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı (TİDEB), “Ulusal Kaynaklı Destek” programına dahil olan “Sanayi’de AR-GE Yardımı” ile sanayi ve yazılım geliştirme faaliyeti ile uğraşan kuruluşlara belli koşullarda ve karşılıksız olarak mali destekte bulunmaktadır.
Kişilere değil ancak kuruluşlara açık olan bu yardımın tanımlı olan yararları arasında, AR-GE kültürü ve fiziksel altyapının oluşturulması, proje ve kaynak yönetimi yeteneğinin kazanılması, bilgi kazanımlarının dökümante edilerek kalıcılığının sağlanması, üniversite sanayi işbirliğinin oluşturulması, nitelikli işgücü istihdamının arttırılması, AR-GE yapabilmenin ve başarabilmenin verdiği moral ve özgüven, ticari başarı ve yeni açılım olanakları vardır.
1995 yılından beri yürürlükte olan yardım sayesinde, AR-GE projesinin TÜBİTAK-TİDEB tarafından desteklenmeye değer bulunulması ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın onaylaması koşulu ile, en çok 36 ay sürecek projelere, %60’a varan maliyeti hibe şeklinde geri ödenmektedir. Desteğin alt sınırı büyük işletmelerde %25, KOBİ’lerde %32’dir. TÜBİTAK-TİDEB destek kapsamına alınan projelerin, firma tarafından belgelendirilen altışar aylık giderlerini en çok üç ay içinde değerlendirerek, Dış Ticaret Müsteşarlığı-DTM onayına sunar. DTM tarafından yürütülen yaklaşık üç haftalık bir onay bildirimi sürecini, Merkez Bankası tarafından yürütülen yaklaşık bir aylık bir ödeme süreci izler. Ancak proje destekleme kapsamına alınmış olsa dahi TİDEB ve DTM, izleyici raporuna dayanarak desteğin durdurulması kararını verebilirler.
Yardım kapsamına, projelerin personel, alet/teçhizat/yazılım/yayın alımı, danışmanlık ve buna eşdeğer hizmet alımı, yurtiçi AR-GE kuruluşlarına yaptırılan AR-GE hizmeti, malzeme alımı, seyahat, patent başvurusu giderleri dahildir. TÜBİTAK, bu mali desteği T.C. Merkez Bankası Destekleme ve Fiyat İstikrar Fon’undan sağlamaktadır.
TARİHÇE
1995 yılından bu yana TÜBİTAK’a proje başvuruları giderek artmaktadır.
TÜBİTAK-TİDEB’in web sitesinde yer alan Nisan 2000 raporu “Kısa Tarihçe” başlığı altında verilen bilgilere göre, ilk proje başvuru tarihi Eylül 1995, ilk ödeme tarihi Nisan 1996’dır. “Genel Değerlendirme” başlığı altında verilen bilgilere göre, Şubat 2000 sonu itibariyle 539 firmanın 1191 projesinden 1070 projenin (%90) değerlendirme süreci tamamlanmış, 825 projeye destek kararı verilmiştir. Desteklenmesine karar verilen projelere toplam 10.830.399 MTL ödeme yapılmış ve 323 proje tamamlanarak Proje Sonuç Raporları alınmıştır.
“KOBİ Başvuruları” ve “Büyük İşletme Başvuruları” başlığı altında verilen bilgilere göre, KOBİ’lerde toplam 539 projenin 363’ü, büyük işletmelerde toplam 675 projenin 524’ü destekleme kapsamına alınmıştır.
“Projelere İlişkin İstatistiki Bilgiler-31/12/2000” başlığı altındaki rakamlara göre ise, toplam 633 firmanın 988 projesi desteklenmiştir. Burada 371 KOBİ’ye ait 526 proje, 163 büyük işletmeye ait 665 proje vardır.
AR-GE YARDIMI, GENEL BULGULAR
AR-GE desteğine tarihsel gelişimi açısından bakarsak, destek oran tavanının ek desteklerle %50’den %60’a yükseltilebilmesi, personel harcamalarındaki desteğin büyük işletmelerde %60, KOBİ’lerde %75, Teknoparklar’da %90 oranında verilmesi (özellikle yazılım projelerinde personel harcamalarının diğer harcamalara oranla çokluğu düşünülürse, konunun önemi anlaşılır), yurtiçi AR-GE hizmeti satın alınması durumunda destek oranının %30’a artırılması, TPE’den alınacak patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescili ile ilgili giderlerin AR-GE kapsamında olması, TÜBİTAK’ın AR-GE desteğine olan ilgisinin ciddi boyutlarda olduğunu göstermektedir.
Öte yandan sanayi kuruluşlarıyla birlikte uluslararası projelere katılan üniversite ve/veya araştırma kurumlarının harcamalarının herbir proje özelinde 100.000 $’ı aşmamak üzere tamamının desteklenmesi maddesinin eklenmesi de, TÜBİTAK’ın uluslararası projelere ve üniversitelerle yapılacak olan çalışmalara özen gösterdiğini işaret ediyor. Üniversitelerle yapılacak çalışmalara önem verilmesinin haklı gerekçesi olarak, 31/12/2000 rakamlarına göre tamamlanan projelerdeki maliyet dağılımında “yurtiçi AR-GE kurum ve kuruluşlarına yaptırılan işler”in %1 gibi çok küçük bir oran tutması ve TÜBİTAK’ın da haklı olarak bu oranı yükseltmek istemesi düşünülebilir.
TÜBİTAK-TİDEB, proje sahibi firmaların geçmişteki birikimlerinden ziyade, projeyi gerçekleştirebilecek yeteneklerinin önemli olduğu söylemektedir. Genç firmaları cesaretlendirmesi açısından olumlu olarak değerlendirilecek bu tutumun yanısıra TÜBİTAK, özellikle bu tür firmalara üniversitelerle işbirliği öneriyor. AR-GE yardımından yararlanmak üzere başvuran firmaların ve projelerin önemli bir oranı Küçük ve Orta Boy Sanayi (KOS) işletmelerine ait olduğu için TÜBİTAK, bu duruma uygun olarak, verdiği desteğin alt sınırını büyük işletmelerde %25, KOS’larda %32 tutmuştur. Tüm bunlardan TÜBİTAK’ın genç firmalara ve KOS’lara verdiği önem –özellikle yazılım firmalarının da KOS ölçeğinde olduğu düşünülürse- anlaşılabilir.
Nisan 2000 raporunda büyük firmalar ve KOS’ların “Desteklenen proje gerçekleşmeleri (desteklenen maliyet/planlanan maliyet $)” başlığı altında “gider kalemleri” karşılaştırılmıştır. Burada dikkati çeken nokta KOS’lara ait “alet/teçhizat alımları” ve “malzeme alımları” oranlarının büyük firmalara göre daha yüksek olduğudur. Bu bulguya göre KOS’ların özellikle alet, teçhizat ve malzeme kullanımı için üniversite olanaklarından yararlanmalarını teşvik etmenin gerekliliği düşünülebilir. Öte yandan tüm gider kalemleri içerisinde ise toplam en yüksek orana personel giderlerinin sahip olduğunu görüyoruz. 31/12.2000 rakamlarına göre tamamlanan projelerdeki maliyet dağılımında personel giderleri %47 ile birinci sırayı almaktadır. İkinci sırada %29 ile alet/teçhizat/yazılım/yayın alım giderleri, üçüncü sırada % 13 ile malzeme alımları, dördüncü sırada %9 ile danışmanlık alımları, beşinci sırada %1 ile seyahat giderleri ve yurtiçi AR-GE kurum ve kuruluşlarına yaptırılan işler yer almaktadır. Bu bulgulara göre ise yazılım şirketlerinin gerçekçi bir insan kaynakları politikası (personel sirkülasyonunu azaltma çalışmaları, geniş anlamda eğitimlerin yoğunluğu vb.) uygulayıp uygulamadığının sorgulanması gerektiği düşünülebilir. Bu durum yazılım firmaları için özellikle gereklidir, çünkü entellektüel ürünler sunan yazılım firmalarında insan kaynakları yönetimi büyük önem arzetmektedir .
TÜBİTAK AR-GE aşamaları içerisinde yer alan “Satış Sonrasında Ürün Tasarımından Kaynaklanan Sorunların Çözümü Faaliyetleri” maddesi, projelerin sadece ürün odaklı değil, aynı zamanda müşteri odaklı stratejiler kapsamında da değerlendirildiğini gösteriyor. Bu tutum piyasa trendlerini izleyen bir anlayışla değerlendirildiğinde, oldukça olumlu bir gelişme olarak nitelendirilmelidir.
TÜBİTAK web sitesinde başvuran firma sayısı, toplam proje sayısı, desteklenen, geri çevrilen, geri çekilen, tamamlanan proje sayısı, oranları vb. rakamlar bulunmaktadır. Ancak bunlar toplam rakamlardır. 1, 3 ya da 6 aylık periyodlara göre daha detay rakamlar verilseydi, ekonomik konjonktür ile sektörel AR-GE çalışmaları arasında anlamlı sonuçlar çıkarabileceğimiz bağlantıların kurulma şansını elde edebilecektik.
TÜBİTAK’ın AR-GE projesi hakkında tüm olumlu bulgulara rağmen, yazılım projelerine ait özel rakamlara, yazılıma ait özgün tanımlara dokümanlarda yer verilmemesi, yazılımın AR-GE projeleri kapsamında, bir nevi sanayi projesi gibi değerlendirilmeye çalışıldığı izlenimini veriyor. Bu soruna AR-GE yardımı ile ilgili dokümanların genelinde de rastlıyoruz.
Öncelikle, “Desteklenen Proje Bilgileri” başlığı altında yazılım, sadece “yazılım projeleri” maddesiyle anılmaktadır. Oysa ki “makina imalat projeleri (tasarım ve geliştirme)” altında tekstil makinaları, inşaat makinaları, tarım makinaları, gıda makinaları kalemleri; “makina parçaları tasarımı ve geliştirmesi” altında yürüyüş takımları, kesici takımlar sızdırmazlık elemanları gibi alt kalemler var. İlk bakışta “yazılım projeleri”nin de altında özgün sınıflandırmaları bekliyoruz. Proje sınıflandırmasında yer alabilecek erp (enterprise resource planning), scm (supply chain management), crm (customer relationships management) vb. basit tanımların bile, bize yazılım hakkında genel bir bilgi verebilme olanağı vardır.
Öte yandan firma bazında proje sayısını incelemek istediğimizde, sitede verilen excel formatındaki bilgilere göre bir firmanın az 1, en çok 45 AR-GE projesi olduğunu görmekteyiz. Ancak burada, yine yazılım projelerine yönelik olarak ayırtedici ve özel bir bilgi yok. Sadece firma ve proje sayısı verilmiş. Projenin yazılım projesi olup olmadığını, firmanın ismine bakarak anlamaya çalışıyoruz. Bazı büyük teknoloji firmalarında hem teknoloji, hem de yazılım projeleri var ise, bunu da görebilecek konumda değiliz.
TÜBİTAK AR-GE yardımı olarak, yurtdışından alınan danışmanlık ve hizmetin, destek kapsamına alınması, proje hacmi içerisinde oransal olarak değerlendirilmektedir. Yardımın özellikle Türk firmalarını geliştirmeye yönelik olması ve artan maliyet oranları nedeniyle, yurtdışından danışmanlık alma durumunda, destek söz konusu olamamaktadır. Ancak yine yazılım sektörü gibi gün geçtikçe hızla değişen ve global bir platformda oynayan bir sektör için bu durum daha farklı bir şekilde incelenmelidir.
Web sitesinde verilen 31/12/2000 rakamlarına göre, projelerin öncelikli alanlara dağılımında %51,7 ile enformatik birinci sırayı almaktadır. Ancak enformatik deyimi burada çok genel anlamları ifade edebilmektedir. Yazılımın bu bağlamda ve çok daha net tanımlar içerisinde yer alması gerekmektedir.
TÜBİTAK’ın yazılım sektörüne verdiği önem, onu AR-GE yardım kapsamına almasıyla birlikte netleşmiştir. Ancak yazılım gibi hem süreç, hem de ürün özelliklerine sahip ve aynı zamanda kalitesinin net bir şekilde ölçülmesi oldukça zor olan bir üründe, TÜBİTAK’ın yazılım üreticilerine örnek olması açısından, öncelikle kendi kuruluşu olan YKM (Yazılım Kalite Merkezi)’ne de bir yönlendirme yapması beklenirdi. TÜBİTAK AR-GE yardımı kapsamında düşünülürse; yazılımda kalite olgusunun piyasalar tarafından yeterince tanınmadığı gerçeği, öte yandan yazılımda kalite çalışmalarını (ISO, SPICE, CMM vb) kurumsal düzeyde organize edebilecek bir kuruluşun varlığı (YKM) bir araya geldiğinde, yazılım projelerine kalite çalışmalarını enjekte etme açısından bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
AR-GE YARDIMI, PROJE VE BÜTÇE YÖNETİMİ
TÜBİTAK AR-GE yardımı dokümantasyonları (proje dosyası), TÜBİTAK’ın misyonuna uygun olarak klasik bir proje yönetiminden ziyade, bütçe ağırlıklı bir proje yönetimi anlayışına göre dizayn edilmiş görünüyor.
Proje dosyası hiyerarşik sırada dört bölümden oluşuyor:
1.AR-GE yardımı proje öneri formu.
Proje sahibinin TÜBİTAK’a vermek üzere hazırladığı, destek için başvuru aşamasında doldurması gereken ve proje hakkındaki temel bilgileri veren dosyadır. Bu dosya hakkında detaylı bilgiyi ilerleyen satırlarda vereceğiz.
2.AR-GE yardımı proje öneri değerlendirme formu.
TÜBİTAK’ın atadığı hakemlerin, önceden belirlenmiş kriterlere (sorulara) göre proje hakkındaki görüşlerinin bildirildiği dosyadır. Bu kriterler altı ana grup altında toplanmıştır:
2.1.Projenin bilimsel ve teknolojik yönünün değerlendirilmesi.
2.2.Projenin zaman ve maliyet planının değerlendirilmesi.
2.3.Projenin ekonomik yönünün değerlendirilmesi.
2.4.Proje ile ilgili uygulamaların gerçekleştirileceği tesislerde inceleme yaparken değerlendirilecek noktalar.
2.5.Ek destek kriterleriyle ilgili değerlendirmeler.
2.6.Proje ile ilgili kesin değerlendirme.
3.AR-GE yardımı istek formu.
Proje desteklenmeye değer bulunduğu takdirde, proje sahibi tarafından ve projeye ilişkin giderlerin, TÜBİTAK’a verilmek üzere altı aylık periyodlarla düzenlendiği dosyadır. Bu dosyanın sekiz ana başlığı vardır:
3.1.Dönem raporu.
3.2.İş/zaman çubuk grafiği.
3.3.Firmanın bir önceki yıla ait performans bilgileri.
3.4.Ek destek başvurusu.
3.5.Taahhütname ve imza sirküleri.
3.6.Gider formları ve belgeleri.
3.7.Proje dönemsel gider toplamı.
3.8.Proje gider akışı.
4.AR-GE giderleri değerlendirme formu.
TÜBİTAK tarafından, proje giderlerinin önceden belirlenmiş kriterlere (sorulara) göre değerlendirildiği dosyadır. Bu kriterler üç ana grup altında toplanmıştır:
4.1.Projenin fiziksel gerçekleşmesi.
4.2.Projenin mali değerlendirmesi.
4.3.Proje ile ilgili değerlendirme.
Birinci dosya olan “AR-GE yardımı proje öneri formu”, hem proje hakkında ilk izlenimi yaratacak, hem de en geniş ve temel bilgileri veren bir dosya olması açısından büyük önem taşımaktadır. Diğer dosyalar daha ziyade, ilk dosyanın verdiği bilgiler ve firmaya -projeyi incelemek için- TÜBİTAK tarafından yapılacak ziyaretler ışığında şekillenecektir. Bu açıdan incelememizi birinci dosya üzerinde yoğunlaştıracağız.
Bu dosya giriş olarak, projeyi öneren kuruluşu (iletişim bilgileri, sermaye, ortaklar, toplam çalışan sayısı -doktoralı, mühendis, teknisyen vb.-, faaliyet alanları, ürünler, toplam satış hasılatı vb.) ve projeyi (kısa anlatım, proje anahtar kelimeleri, tahmini maliyet, proje finans kaynakları, proje hedefleri, projenin ar-ge aşamaları –pilot üretim, patent, lisans vb.-, proje sonunda elde edileceklerin kısa anlatımı vb.) tanıtan genel bilgilerle başlıyor. Tüm bu giriş bilgileri, TÜBİTAK tarafından önceden belirlenmiş formatlarda sunulmak zorundalar. Daha serbest bir formatta ve daha detay kapsamdaki bilgilere ise dosyanın devamında ulaşılıyor. Bu bölümlerde ise proje konusu AR-GE’ye neden gereksinim duyulduğu, neler yapılmasının amaçlandığı, problemler ve alternatif çözüm önerileri, uygulanacak yöntemler, proje bitiminde beklenen sonuçlar, geliştirilecek ürün ya da yöntemin hangi standarda uygun olacağı, konunun teknolojik ve ekonomik ön değerlendirmesi, proje oluşturulurken yararlanılan kaynaklar gibi bilgiler detaylı olarak anlatılmalıdır.
Öte yandan proje yönetimi literatüründe adı geçen “proje planı” kavramı burada, “iş-zaman çubuk grafiği” olarak, “milestone” kavramı ise “iş paketi” olarak şekillenmektedir. Var olan bir proje planını belli dönemler itibarıyla sorgulamak açısından iş paketleri, proje dosyasında tanımlanmalıdır. Belli bir dönemin sonunda, belli bir hedefe odaklanan iş paketleri, proje planı üzerinde gösterilmeli ve her iş paketi dönemine ait belli başlı bilgiler verilmelidir. Bu bilgiler kısaca şöyledir: İş paketi kısa anlatımı, kullanılacak yöntemler, incelenecek parametreler, deney, test ve analizlerin tanımı, çıktılar, çıktıların diğer iş paketleriyle ilişkisi ve ayrıca gerekçeli olarak personel giderleri, seyahat giderleri, alet/teçhizat/yazılım/yayın giderleri, yurtiçi ar-ge kuruluşlarına yaptırılan işler, danışmanlık ve hizmet alımları, malzeme alımları. Tüm bu giderlere –şayet var ise- patent giderleri de eklenerek, dönemler bazında toplam maliyetler ayrıca listelenmelidir. Proje dosyasına ayrıca, firmanın ve projenin organizasyon yapısı, projede görevli personele ait detay bilgiler, firmanın son yıla ait ayrıntılı bilançosu, gelir tablosu ve ticaret sicili gazetesi eklenmelidir.
Sonuç olarak TÜBİTAK AR-GE yardımı projesi, öncelikle ulusal misyonu açısından ve ardından hızla sonuca odaklanmış bir proje ve bütçe yönetimi açısından incelenmeye değer bir projedir. Bu sebeple hem firmaların, hem de proje yöneticilerinin özel bir ilgisini haketmektedir.
Yararlanılan kaynaklar:
2. http://www.tideb.tubitak.gov.tr
Memet Özkan
Yazarın notu: Bu yazı, Computer Life dergisinin 14 Mayıs 2001 tarihli, 51. sayısında yayınlanmıştır.