50 YAŞIMDAN İTİBAREN (ÖZELLİKLE GENÇLERLE) KONUŞURKEN NELERE DİKKAT EDECEĞİM ?
-Bizim zamanımızdayken.. diye söze başlayıp saatlerce kendimden ve geçmişte yaşadıklarımdan bahsederek boş yere kafanızı ütülemeyeceğim. Geçmişle çok fazla ilgilenmediğinizi biliyorum, geleceğe ise benden daha yakınsınız.
-Nerelerden nerelere geldik, siz bunlara da şükredin… demeyeceğim. Görmedikleriniz ve yaşamadıklarınız için sizin şükretmenize gerek yok, ille de şükretmek gerekiyorsa kendi gördüklerim ve yaşadıklarım için şükredeceğim.
-Otur oturduğun yerde, senin yaşın kadar benim iş hayatım var… demeyeceğim. Seni susturmak için kıdemimi kullanmayacağım. Her ne kadar kızdırsan da beni, kıdemimi kullanarak motivasyonunu ve performansını öldürmeyeceğim.
-Pırıl pırıl gençlersiniz, geleceğimiz sizlere emanet… diye afilli laflarla sizden prim almaya çalışmayacağım. Masa başlarını kapmış dinozorların, o geleceği sizlere bırakmamak için ne kadar çaba harcadıklarını biliyorum çünkü. Sadece “dikkatli olun” diyeceğim.
-Günümüz gençleri çok sabırsızsınız, her şey bir an önce olsun istiyorsunuz… demeyeceğim. Ne var yani bunda, biz de her şey bir an önce olsun isterdik, ama korkudan sesimizi çıkaramazdık. Siz en azından bunu dile getirebiliyorsunuz. Mesele sabır ya da sabırsızlık değil, “yeter ki sonuç alın” diyeceğim.
-Sevgili gençler … diye söze başlayıp, okullarda, derneklerde, kürsülerde ve daha bir çok yerde sizlere tavsiye, öğüt, başarı hikayesi vs. anlatarak ve karşımda el pençe divan durmanızı isteyerek kişisel hezeyanlarımı tatmin etmeyeceğim. Aramızda kalsın patolojik bir durum bizimkisi, yaş ilerledikçe çene düşüyor, ego yükseliyor.
-Çok fazla soru sorma, sadece sana verilen işi yap… demeyeceğim. Zamanında bize de böyle davranıldığı için sürdürüyoruz bu alışkanlığı, anla işte. Daha fazla açıklama istemene, yaptığın işi anlama çabana saygı duyacağım. Belki biraz daha fazla zaman harcayacağım sana, ama sanırım buna değecek.
-Daha çok çalışmalısın… demeyeceğim. Bizim hayatımız işti, eğlenmeyi dinlenmeyi bilmezdik. Şimdi sen de eğlenmemelisin ve dinlenmemelisin istiyoruz, basit gerçek bu. Daha otuzuna basmadan Ege kasabası hayalleri kurmana izin vermeyeceğim, bu yüzden dinlenmeli ve eğlenmelisin. “Çok değil ancak akıllı çalışmalısın” diyeceğim.
-Bırak artık o telefonu elinden…demeyeceğim. Aynı anda ne kadar çok ve farklı işi bir arada başarıyla yaptığını, bir tıklamayla neleri görebildiğini-duyabildiğini-bilebildiğini ve tüm bunlar olurken yaşadığın keyif ve heyecanı yüzünde görünce, belki “bana da öğretsene bunları” diyeceğim.
Not: Bu yazı günümüz iş ve sosyal hayatında eski kuşaklara ithafen, yeni kuşaklara yönelik klasik olumsuz söylemlerini bırakıp, daha birleştirici ve sonuç odaklı söylemler geliştirmeleri umuduyla yazılmıştır.
Memet Özkan
memeto@hotmail.com