KARİYER DEVRELERİ
Kariyer, bir insanın çalışabileceği yılar boyunca herhangi bir iş alanında adım adım ve sürekli olarak ilerlemesi, deneyim ve beceri kazanmasıdır. Yani kişinin çalışma yaşamı boyunca üstlendiği işlerin bütünüdür.
Bireyler hayallerindeki iş yaşamı ile gerçek yaşamını kafasında uyumlaştırmaya çalışırken, çalışma yaşamı boyunca çeşitli devrelerden geçer. Kariyer devreleri konusunda öngörülen yaş aralıkları, bireyin gelişimine bağlı olarak değişiklikler gösterebilir. Özellikle kadınların evlendikten sonra çalışma yaşamına ara ya da son vermeleri, ülkemizdeki emeklilik yaşının gelişkin ülkelere nazaran düşük olması sonucu kariyer devrelerinde kaymalar olabilmektedir.
İlkokul, ortaokul ve lise yıllarında oluşan kariyer olgusu; fiziksel ve temel ihtiyaçlar, aile, zihinsel özellikler, cinsiyet, merak ve kişilerin öz saygı ihtiyaçlarına bağlı olarak farklılaşma gösterir.
Bireylerin yaşamları boyunca geçirmiş oldukları bu safhalara yönelik pek çok model geliştirilmiştir. Ancak bunlar, 4 ana devre halinde ele alınmaktadır.
1. KEŞFETME- ARAMA (0-25 YAŞ)
Bu devre bireyin çocukluk, ergenlik ve ilk yetişkinlik dönemlerini kapsamaktadır. Birey, kariyer ile ilgili çalışmalarına bu aşamada başlar. Hangi işte daha başarılı olacağını, ilgi alanlarını ve hedefleri için yapması gerekenleri araştırır. Bu dönem bireysel kariyer yönetimi açısından çok önemlidir. Çünkü birey mesleki eğitim veren liselere bu dönemde başlamaktadır. Bireyin bu dönemdeki seçimleri çok sınırlı bilgi ile aile ve yakın çevrenin etkisi altında yapılmaktadır. Bu dönemde yapılan yanlış bir seçimin, yüksek öğrenim ve buna bağlı olarak meslek seçiminde de olumsuz etkileri yaşanmaktadır. Kısaca bu aşama; bireylerin, kendilerini tanıma aşamasıdır. Genelde 20′li yaşların ortasında sona eren, okuldan ilk işe başlayıncaya kadar geçen süre olarak tanımlanabilmektedir.
2. KURMA (26-35 YAŞ)
Bu aşamada aranılan iş bulunmuştur. İş ile ilgili fırsatlar kollanmaya ve değerlendirilmeye çalışılır. Bu aşamada aranılan iş bulunmuştur. İş ile ilgili fırsatlar kollanmaya ve değerlendirilmeye çalışılır. Kurma aşaması birey için en zor geçen dönemlerden biridir. Yeni bir işe ve çevreye uyum sağlama ve kendini ispat etme zorunluluğu hissedilir. Bireyler, bu aşamada fizyolojik ve güven gereksinimlerini giderirler ve daha üst basamakta yer alan ihtiyaçlarını algılamaya başlar. Böylece, kendine yeni hedefler ve fırsatları kollamaya başlar. Bu dönem; ilk işi bulma, işe yerleşme, işi öğrenme ve diğer çalışanlar tarafından kabul edilme süreçlerini kapsar. Daha çok güven ve fizyolojik ihtiyaçlara ağırlık verilmektedir. Bu devre Türkiye gibi işsizlik oranının çok yüksek, iş olanaklarının kısıtlı olduğu ülkelerde daha da önem kazanmaktadır. İş arama faaliyetleri çoğu durumda oldukça uzun bir sürece yayılabilmektedir. Yine çoğu zaman birey çalışma yaşamının başında istediği nitelikte bir iş bulamamakta, ekonomik nedenlerle iş yaşamına atılmaktadır. Bu devrede doğru adımların atılması, kariyer hedeflerine ulaşılmasını da kolaylaştırır.
3. KARİYER ORTASI (35-50 YAŞ)
Büyük ölçüde yaşamının olgunluk dönemi ile çakışan bu devrede birey, artık işinde iyice ustalaşmış, yeri sağlamlaşmış, hatta hiyerarşik olarak bir-iki basamak yükselmiştir. Bireyin temel fizyolojik ve güvenlik gereksinimlerinin önemi azalmış; başarı, saygınlık gibi gereksinimleri ön plana çıkmıştır. Ayrıca sorumluluk ve inisiyatif gerektiren işlere geçme isteği ön plandadır. Hızla değişen teknoloji ve artan rekabet koşulları, kariyerin orta evresini yaşayan bireylerin bu değişiklikleri takip edebilmeleri için kendilerini geliştirmelerini zorunlu kılar
Bireyin ilk ciddi sağlık sorunları da yine bu devrede kendini gösterir. Bu devrede karşılaşılan en önemli sorunlardan biri orta yaş krizidir. Bu kriz, iş yaşamından kaynaklanabileceği gibi; boşanma, hastalık, bir yakının ölümü gibi iş dışı bir nedenden kaynaklanabilir. Bu aşamada ortaya çıkan sorunlardan biri de, bireyin mesleki olarak durağan bir döneme girmesidir. “Kariyer Platosu” olarak adlandırılan bu dönemde birey, maddi ve manevi açılardan yeni kazanımlar sağlayamaz, iş yaşamı monotonlaşır.
Diğer devrelerde de ortaya çıkma olasılığı olmakla birlikte en çok bu dönemde karşılaşılan önemli sorunlardan biri de “tükenmişlik”tir. Özellikle yoğun ve stresli iş ortamlarında karşılaşılma olasılığı daha fazla olan tükenmişlik, “fiziksel, duygusal ve zihinsel bitkinlik” olarak tanımlanmaktadır . Bu durumda olan bireylerde; enerji eksikliği, işe ve çalışma ortamına karşı duyarsızlık, performans düşüşü görülür. Özellikle iş yaşamındaki hızlı değişimin, teknolojik yeniliklerin bireyin yetkinliklerini geliştirmesini gerektirmesi, buna karşın bireyin bu gelişmelere uyum gösterememesi sonucu olarak ortaya çıkar. Bireyin performansı düşer, organizasyonun kendisine verdiği önem azalır. Bu durumun sürmesi halinde birey önce daha pasif görevlere getirilir. Kuruma katkısı iyice azalan birey, son aşamada işten çıkarılabilir ya da iş doyumu azaldığı için işten ayrılabilir.Bireyin kariyerinde gerileme gibi, beklenmedik ölçüde hızlı yükselişi de bazı sorunlara yol açabilir. Özellikle mevcut yetkinlikleri, atandığı pozisyon için gerekli olan yetkinlikleri karşılamayan birey için bu durum önemli bir stres kaynağı olacaktır.
4.KARİYER SONU (51-65)
Birey halen olgunluk dönemindedir, ancak fiziksel olarak yaşlanmıştır. Bu dönemde öğrenme yavaşlamıştır, buna karşın büyük bir tecrübe birikimi kazanılmıştır. Birey bu devrede daha çok öğretici konumdadır. Bu konumu ile de çevresinden saygı görür. Birey bu aşamada orta yaş krizi sorunlarını atlatmıştır. Ancak genel sağlık sorunları kendini iyice göstermeye başlamıştır ve öncelik sağlık sorunlarının çözümüne verilir. Özellikle devre sonuna doğru bireyin iş yaşamına olan ilgisi azalır ve gerileme dönemine girer.
Kariyer ortası devresinde karşılaşılan sorunların bir kısmı, bu devreye de taşınır. Bu devrede yükselme eğilimi gösterenlerin oranı çok düşüktür. Ülkemizdeki emeklilik yaşı, yapılan son çalışmalar ve çıkarılan yasadan önce gelişmiş ülkelere nazaran düşüktü. Gelişmiş ülkelerde genellikle emeklilik ile kariyerin sonlanması bir arada görülmektedir. Bunda emeklilik yaşının yüksek olmasının ve bireyin zaten çalışma isteğinin kalmamasının yanında, emeklilikte sağlanan ekonomik olanakların yeterliliği etkili olmaktadır. Ülkemizde önceki yıllarda, emeklilik yaşının düşük olması sonucu, emekli olduktan sonra da bireyin çalışma gücü ve isteği devam etmekteydi. Kimi zaman emeklilikte sağlanan ekonomik olanakların yetersizliği de bireyi emeklilikten sonra da çalışmaya itmektedir.
Literatürde pek değinilmeyen ancak, bazı kaynaklarda yer alan bir kariyer safhasından daha söz edilebilir. Azalma- Emeklilik adı verilen bu dönemde bireyler; işten ayrılmak ve emeklilik arasında kesin kararlarını verme aşamasındadırlar ya da karar verme sürecini tamamlamışlardır. Bu dönemi yaşayan bireyler; emekliliğe kendilerini hazırlayarak, emeklilik sorunlarını düşünmeye başlarlar. Bazıları ise, işten ayrılmakla birlikte deneyimlerini şirket içerisinde veya ayrı bir alanda genç yönetici adaylarıyla paylaşmayı tercih ederler.
Volkan Akman
v_akman@yahoo.com
KAYNAKÇA
Bayraktaroğlu, Serkan (2003), İnsan Kaynakları Yönetimi, Sakarya Kitabevi, Sakarya
Sabuncuoğlu, Zeyyat (2000), İnsan Kaynakları Yönetimi, Ezgi Kitabevi, Bursa
Aytaç, Serpil (1997), Çalışma Yaşamında Kariyer Yönetimi, Planlaması, Geliştirilmesi, Sorunları, Bursa
www. danismend.com
www.insankaynaklari.gokceada.com