ŞİMDİ NE YAPACAĞIM?


Ülkemizdeki ekonomik kriz nedeniyle birçok insan “şimdi ne yapacağım ?” diye kendi kendine yada çevresine soruyor. Daha önceki krizlerde beyaz yakalı dediğimiz kesime pek yansımayan işsizlik reel sektörlerin küçülmesi, bankacılık ve finans sektöründe kamu bankalarının birleştirilmesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devr olan bazı bankaların tasviyesi, yine reel sektörlerdeki küçülmeye paralel olarak bankacılık sektöründeki daralma ile ithalata dayalı ve büyük müşterileri finans sektöründe olan bileşim sektöründe de oldukça büyük rakamlara ulaşmıştır ve daha da artacaktır. Ülkemizde şuanki işsizlik oranı %18. İşlerini kaybedenler yada kaymetme korkusu taşıyanlar “şimdi ne yapacağım ?” sorusuna cevap ararken ünversite son sınıf öğrencisi olan arkadaşlarımızda kuruluşların personel sayısını azalttığı, diplomalı ve deneyim sahibi işsizler ile aynı piyasaya çıkıp iş arayacak olmanın verdiği endişe ile “ne yapacağım ?” diye soruyorlar. Her iki grubunda amacı iyi bir iş bulup çalışmak. Genel olarak iyi bir işten beklentilerimiz nelerdir?

Bunlar:

1. Bugün için

             a.İyi bir gelir ve sosyal imkanlar

             b.Yetki

            c.Statü

            d.Eğitim ve gelişme imkanları

2.Gelecekte sağlayacağı

           a.Maddi ve sosyal imkanlar

           b.Güç

           c.Kariyer/Statü

olarak sıralanabilir. Yukarıda saydığım beklentilerin hepsini birden karşılayacak bir iş bulmak normal şartlar altında bile çok zordur. Kişisel görüşüm olarak bugün elde edilecek gelirin ünversiteden yeni mezun olanlar için çok önemli olmaması gerektiğidir. Eğitim ve gelişme imkanları ile gelecekte sağlayacağı olanaklar daha önemli olmalıdır. Deneyim sahibi ve işini kaybedip iş arayanların amacı ise kişilik, deneyim ve beklentilerine göre bu hedeflerin kesişme noktası olmalıdır.

Böyle bir ortamda neler yapılabilir sorusu karşısında ilk önereceğim insanların kendi işlerini kurmasıdır. Risk almaktan çekinmeyen,geleceği görebilenlerden tek başlarına olmasa bile arkadaşları ile ortak bir iş kurup onu geliştirmeleri konusunu değerlendirmelerini isteyeceğim. Kriz nedeniyle işlerini kaybedenlerin özellikle bankacılık sektöründe çalışanların aynı sektöre dönmesi oldukça güç görülüyor. Bazıları dönebilir ancak büyük bir çoğunluk şansını başka sektörlerde arayacaktır. İyi bir mesleki eğitimden geçmiş, deneyimli, maliyet hesaplarını iyi yapabilen, ödeme şekillerini bilen bu kişiler içlerindeki girişimcilik ruhunu canlandırırlarsa gelecekteki büyük firmaların ortağı ve yöneticisi olarak karşımıza çıkmaları sözkonusu olacaktır.

Şimdi bazılarınız bana “ekonomide kriz varken, mevcut işlerleri kapanırken nasıl iş kuralım ? “ diyebilir. Kurulacak işin iyi analiz edilmesi gerekir. Bu gözle incelemeler yaptığınızda netür alanlarda girişimci rolu üstlenebileceğinizi sizler göreceksiniz. Unutulmaması gereken yarış kazananların mutlaka yürekli olduklarıdır. İş kurarken maddi sermayeden çok beyin sermayesi gerektiren işlere ve tanınan sektörlere yönelmek daha gerçekçi olur. Finans sektöründe çalışmış, müşterileri arasında KOBİ’ler olanlar KOBİ’lerin içinde bulundukları zor durumdan kurtulmalarına yönelik bir finansal danışmanlık hizmeti sunabilirler. Bir çok danışmanlık şirketi var fakat çok azının hedef kitlesi KOBİ’ler. Yine bu doğrultuda geliştirilen/üretilen ürünlere paralel olarak KOBİ’ler arasında yatay ve dikey entegrasyonları içeren birleşmelere aracılık ederek hem ülkemizin kıt sermaye kaynaklarının ziyan olmasını önlemiş hemde bu ülkenin beyin sermayesi kullanılmış olur.

Yukarıda belirttiğim gibi sahip olunan kişisel özelliklere, mesleki deneyime göre çok farklı iş olanakları bulunabilir, yeterki memur zihniyetini atalım. Lee Iacocca, Henry Ford tarafından işinden kovulduktan sonra batmakta olan Chrysler’in başına geçerek ve onu zor durumdan kurtararak bir yönetim zaferi kazanmış oldu. Niye sizler içinizdeki girişimcilik ruhunu ateşlemiyorsunuz?

Eğer tercihiniz girişimcilikten yana değilse bir plan çercevesinde iş aramaya hemen başlamalı. Olumlu sonuşlanmayan girişimler hiçbir şekilde şahsi algılanmamalı ve demoralize olmamalı. Çalışılabilecek sektör ve işlerin iyi belirlenmesi gerekir. Türkiye’de 1-2 yıl daha işsizliğin önemli boyutlarda süreceği bekleniyor. O zaman “ülkemizde hangi sektörlerde çalışabiliriz, yurtdışı bir alternatif olabilir mi ?” diye incelemekte fayda var.

Bu dönem eksik özelliklerimizin tamamlanması için bir fırsat olarakta değerlendirilmelidir. Yeni mezun arkadaşlar bir yandan iş ararken diğer yandan master yaparlarsa zamanlarını boşa geçirmemiş olurlar. Yine yabancıdil ve bilgisayar bilgilerini arttırmak yolunda girişimde bulunabilirler.

Ne olursa olsun “seveceğiniz bir iş seçerseniz yaşamda bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsınız” sözünü unutmayın.

Herkese başarılar.


Gül Sevinç

gul_sevinc@yahoo.com