TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ VE EVRENSEL DOĞRULAR
Toplam kalite yönetimi,bazı ünlü işletmeciler tarafından yüzyılın altın çocuğu, bazıları tarafından sihirli bir değnek olarak tanımlanıyor. Onlara göre toplam kalite yönetimi uygulayan işletmelerin başarısız olma ihtimali çok düşük. Çünkü mal veya hizmetin üretiminden tüketimine kadar işletmenin bütün birimlerinde en yüksek kaliteyi arayan bir disiplin. En iyi üretim yönetimi, en iyi personel yönetimi, en iyi pazarlama yönetimi, en iyi müşteri hizmetleri, en iyi halkla ilişkiler. Kısaca her şeyin en iyisini aramak, bulmak ve sunmaktır diyebiliriz. Tabi toplam kalite yönetimini uygulamaya başlamadan önce ve uygulama esnasında yöneticilerin ve çalışanların uyması gereken kurallar var. Toplam kalite yönetimi uygulamaya başlamadan önce liyakat araştırması yapılmalıdır. Bütün çalışanların çalıştıkları makama uygun olup olmadığı araştırılmalı layık olmayanlar ayıklanıp yerlerine uygun personel ve yöneticiler getirilerek toplam kalite yönetiminin ilk adımı atılmalıdır. Bir sonraki aşamada çalışanlara çok çalışmaları gerektiği anlatılmalı ve bunun için gerekli ortam yaratılmalıdır. Şirketteki herkes ruh, beden ve akıl sağlığını bozmayacak, ailevi ve sosyal ilişkilerini sekteye uğratmayacak şekilde çalışabildiği kadar çalışmalıdır. Erken kalkması gerekiyorsa erken kalkmalı, eve geç gitmesi gerekiyorsa geç gitmelidir. Vakit geçirmek için değil şirketi, ülkesi, ailesi ve kendisi için çalışması gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Bir sonraki aşama, bir sonraki gereklilik ise dürüst olmaktır. Astın üstüne, üstün astına karşı şirketin müşterilerine ve hedef kitlesine karşı dürüst olması. Yalan reklamlarla kısa yoldan zengin olmak yerine sağlam politikalarla uzun dönemde güçlü bir finansal yapı kazanmak hedeflenmelidir. Yöneticilerde bulunması gereken bir başka özellik ise adaletli olmaktır. Personel arasında eşitlik gözetilmelidir. Aynı seviyede iş yapan kişilere farklı maaşlar verilmemelidir. Veya finans müdürünün yeğeninin yaptığı hatalara göz yumulmamalıdır. Adaletli olmamak motivasyonu bozar ve toplam kalite yönetimini paramparça eder. Böyle bir işletmede toplam kalite yönetiminden bahsetmek imkansızdır. Toplam kalite yönetiminin bir başka aşaması namuslu olmaktır. Alın terinin karşılığı olanı almaktır, bazı şeyleri elde etmek için rüşvet vermeyi tek yol olarak görmemektir. Muhasebe departmanının vergiden kaçırmak için çeşitli oyunlar oynamamasıdır. Finans departmanının elindeki fazla parayı gayrı meşru yollara sevketmemesidir. Bu kurallar bir bütündür içlerinden herhangi birinin uygulanmaması namuslu olma kuralını, dolayısıyla toplam kalite yönetimini sekteye uğratır. Toplam kalite yönetiminin en önemli aşamalarından bir tanesi de danışmanlıktır. Yani kararların istişare yapılarak alınmasıdır. Yöneticilerin kendi aralarında, yönetimin çalışanlarıyla birlikte karar almasıdır. Hatta ve hatta bazı konuları müşterileriyle görüşüp ondan sonra karara bağlamasıdır. Danışmanlık hataları aza indirmenin en önemli kuralıdır, hataları aza indirmek te toplam kalite yönetiminin en önemli amacıdır.
Şimdi toplam kalite yönetimini bir kenara bırakıp yazının başlığında geçen “Evrensel Doğruların” ne demek olduğuna ve neler olduğuna bakalım. Evrensel doğrular, millet, ırk, din, kültür, ülke, mezhep, düşünce farkı gözetmeksizin kim tarafından yerine getirilirse getirilsin o kişinin kazanacağı doğrulardır. Yani başka bir ifadeyle; o doğrulara sahip olan kişi, şirket, ülke kazanmıştır, kazanıyor ve kazanmaya devam edecektir. Peki nelerdir o doğrular? diyecek olursak; liyakat,çalışkanlık, dürüstlük, adalet, namuslu olmak, kararları danışarak almak. Yani Japonların toplam kalite yönetimi dedikleri şey evrensel doğruların bir araya getirilmesiyle oluşmuş bir disiplindir. Japonya teknolojiye ve bu sayede dünya ekonomisine hükmediyorsa işte bunun sebebi Japon şirketlerinin bu doğruları uyguluyor olmasıdır. Amerikanın dünyaya hükmetmesinin sebebi Amerikan kamu kuruluşlarının , Amerikan halkının çoğunluğunun evrensel doğrulara uygun hareket etmesindendir.
Evrensel doğrular insanın varlığıyla ortaya çıkmış ve günümüze kadar geçerliliğini sürdürmüştür. Tarihin hiçbir döneminde sekteye uğramamıştır. O doğruları uygulayan hiçbir zaman kaybetmemiştir. Hepimiz az çok tarih kitaplarından okumuşuzdur, Fatih İstanbulu fethetmeden önce top döktürmüştür. Bu döktürdüğü toplar o zamana kadar dökülmüş en büyük toplardır. Fatih bu iş için müslüman ve Türk olmayan birini görevlendirmiştir. Yani işi ehline vererek fethin ve dünyayı yönetmenin ilk adımını atmıştır.Bu örnek çok kısa ve basit bir örnektir ve Fatihin evrensel doğrular konusunda ne kadar hassas olduğunu göstermeye yeter.
Son iki paragrafı birleştirirsek şu sonuca varırız. Japonya’nın ekonomiye, Amerika’nın dünyaya hükmetmesini sağlayan disiplin ile Fatih’in İstanbul’u fethederken uyguladığı disiplin aynıydı ama sadece isimleri farklıydı. Japon şirketlerinin günümüzde uyguladığı yöntem toplam kalite yönetimi, Fatih’in tarihte uyguladığı yöntem ise evrensel doğruların uygulanmasıdır. Ve bence ileride de bu doğrulara sahip olan kişiler,şirketler ve ülkeler düşünceleri, ırkları, dinleri, milletleri, ne olursa olsun kazanacaktır.
Ali Fuat Öksüz