SÜREKLİLİĞİN YOLU KURUMSALLAŞMA
Ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin çoğunluğu“Aile Şirketleri”dir. Her birinin kendine özgü işleyişlerivardır. Harcında kurucularının alınterine katılmış tutkuların, sevginin ve çabanın olduğu, duyguların yoğun olarak yer aldığı, sahiplerinin çocukları gibi gördüğü, uğruna bazen sağlıklarını bile kaybettikleri, tarifi zor bir yapıdır.
Ülke ekonomilerinde ‘lokomotif’ vazifesi görmelerine ve ekonomik etkinlikte önemli rol üstlenmelerine rağmen, ancak %3’ü üçüncü kuşağa kadar ayakta kalabilen aile işletmelerinin en büyük açmazı, kurumsallaşamama/profesyonelleşememe sorunudur.
Bu noktada aile şirketlerinin varlıklarını uzun yıllar boyunca sürdürebilmeleri için neler yapmaları gerektiği, sürekliliklerinin önündeki engellerin neler olduğu soruları önem kazanır. Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de aile şirketlerinin en büyük sorunu, kurumsallaşamama ve buna bağlı olarak da sürekliliği sağlayamamalarıdır.
Bu durumda yapılması gereken ne olmalıdır?
Öncelikle kurumsallaşmanın bir zihniyet değişimi süreci olduğunu ifade etmemiz gerekir. Kurumsallaşma dostlar alışverişte görsün diye girilecek bir yol değildir. İlginçtir, aksi halde kurumunuzda tahmin etmediğiniz tahribat ve problemlere yol açabilir. Mevcut halinizde bir işleyiş şekliniz vardır ve bugünkü sonuçlara bu yolla ulaşmışsınızdır. Kurumsallaşma sürecinde adım adım mevcut alışkanlık ve davranışlarınızda iyileşme beklenir. Dolayısıyla hissedarlardan başlayıp tüm çalışanlara kadar bir takım değişimler yaşanır.
Bu değişimlere ayak uydurmak içinbir danışmanlık hizmeti alınması yerinde olacaktır. Hizmetin en temel rolü değişimlere rehberlik etmek ve yapıyı bu değişime hazırlamaktır.Alınan bu hizmet sonucunda kurumun ortak bir hafızaya kavuşması, işlerin ve süreçlerin tanımlı, izlenebilir ve kontrollü hale gelmesi, hesap edilebilirlik ve hesap verebilirlik düzeyinin artması, gelecek inşası yönelimli olması, çalışanların, birimlerin ve kurumun performansının ölçülebilir bir sisteme kavuşturulması vb. değişimlere rehberlik edebilmesi mümkün olabilecektir.
Söz konusu değişimlere direnç gösterilmesi başlangıçta bir sorun olarak ortaya çıkar. Sürecin başlamasıyla, sistem ve çalışanların belli değişimlere uğramaları gündeme gelir ve eğer süreç iyi yönetilmezse mevcut yapı içinde çatışmalar, güvensizlik ve motivasyon bozukluğu kaçınılmaz olur. Bu noktada yöneticilerin değişim yönetimi konusundaki bilgisi, ustalığı ve deneyimi son derece önemlidir. Sürecin doğru yönetimi, yapılacak teknik çalışmalar kadar önemli olup, zamana yayılması da gereklidir. Kurumsallaşma süreci kurumun ve özellikle sahiplerinin değişime uyumları ile orantılıdır.
İşletmenin organizasyon anlayışını geliştirmesi ve stratejik bakışla durumunu gözden geçirip kendini yenileyebilme becerisini kazanması, bu hususların kurumsal davranış olarak bünyeye yerleşmesi ve ilerlemenin devamının sağlanması sürecin hedefleri arasında yer almalıdır.
Gelişmiş işletmelerin temel dinamikleri incelendiğinde eğitim ve yeniden yapılanma çalışmalarının sürekliliği dikkat çeker. Sürekli gelişim ve ilerleme hem insanın hem de sistemlerin vazgeçilmez davranış biçimi olmalıdır. Aksi halde bir süre yerinde sayma ve sonrasında geriye gidiş kaçınılmaz olacaktır.
Kurumsallaşmış ve performansı yüksek bir işletme olmak için birtakım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar; sahiplenilmiş bir vizyon, daha az hiyerarşi, hızlı ve açık iletişim kanalları, ekip çalışmasını teşvik, organizasyon anlayışı,çalışan memnuniyeti, her kademede kararlara katılım, lider yöneticiler ve çalışanlar, sürekli gelişim ve eğitimlerdir.
Şirketin kurumsallaşma yolunda ilerlemesi isteniyorsa, yukarıda sayılan şartlar yerine getirilmelidir. Bu iş için gizli bir formül bulunmadığına göre, yapılacak şey sürecin her aşamasında konunun uzmanlarıyla hareket etmek ve ortak karar almaktır.
www.danismend.com